- tırmanmak
- tırmanmak -e klettern auf A; Treppen (hinauf)steigen, hinaufgehen, fam raufgehen; fig um sich greifen; eskalieren
Türkçe-Almanca sözlük. 2013.
Türkçe-Almanca sözlük. 2013.
tırmanmak — e 1) El ve ayaklarıyla tutunarak veya tırnaklarını iliştirerek dik bir yere çıkmak İçeride yer bulamayanlar, kahvenin yıkık duvarına tırmanıyorlardı. H. Taner 2) i Yokuş, merdiven vb. çıkmak Yokuşu biraz daha tırmandılar. P. Safa 3) Bitki,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düz duvara tırmanmak — çocuk, çok yaramazlık yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarmanmak — tırmanmak. II I, 111 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sarmak — i, ar 1) Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek 2) Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek Ordu düşmanı sardı. 3) Dolayında yer almak 4) Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
düz — 1. sf. 1) Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan Düz tahta. 2) Kıvrımlı olmayan, doğru Düz çizgi. 3) Yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan, müstevi 4) Kısa ökçeli, ökçesiz (ayakkabı) 5) Yayvan, altı derin olmayan Düz kayık. Düz tabak. 6) Kıvırcık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tırmanma — is. 1) Tırmanmak işi 2) sp. Kendine özgü araçlardan yararlanarak vücudu, kollarla çekerek yukarı doğru yer değiştirme 3) ask. Atom silahlarının gücünün önüne geçilmez, önlenemez bir biçimde hızlanmasını belirten terim 4) mec. Bir durumun, bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KAPÇAK — Tar: Eski zaman muharebelerinde muhasara edilen kalelerin duvarlarına tırmanmak için kullanılan büyük çengel … Yeni Lügat Türkçe Sözlük